• eskiden sadece kaset denilen fakat vcr ve benzeri teknolojilerden sonra her bi kayit ortami bu ismi aldigindan alelade teyp'lere takilan kasetlere verilen isim..
  • pratik bir hesapla, kayit/ calma surelerini 4,76 (cm) sayisi ile carparak ortalama serit uzunluklarini bulmus oluruz bunlarin.
  • (bkz: #12567186)
  • modern zamanların ilk vahiyleri gramofon aracılığıyla inerken manyetik disklere, olimpiyat yolunda koşusunu yapan zırhlı yunan askeri maratonun hacmini belirlediği kadar var olabilirdi tarihin algli sularında. evliya çelebi ve marco polo abartılı seyahatlerini kasetlere kaydedebilseydi tarihin akışı daha rasyonalist ama propaganda dolu olurdu. ses tarihinin yeni çağına denk gelir kaset teknolojisi. gramafonların karanlık dehlizinden yükselen hipnotik varyantlar yerini bu manyetik ses odacıklarına bırakırken belki de kainatın anlamı gizleniyordu sonografik içeriklerinde. herakles elime düşseydi ona 13.görev olarak dünyanın en güzel sesinin sığdırıldığı bu kahverengi şerit yumağını getirmesini isterdim. radyodan mistik ve büyülü gerçekçi tınılar yayılırken evrenin sessiz bir gecesine, kayıt tuşuna basıp edip cansever ya da ismet özel şiirini ezberlemenin yakıcı hazzı beynin kılcal damarlarını tıkardı. ses üstüne kayıt yapmak önceki sesin ve kaydın üzerine ansızın bir sabaha karşı kar yağdırmak gibidir. o ses kaybolmaz yalnızca duyulma yetisini kaybetmiştir. üstteki nehirle birlikte akar uzun kayışın mendereslerinde. kıvrım kıvrım düzlüklerde salınır kasetler. geçmişin daha hızlı eskidiği milenyum çağında, doğu kasabalarında bir istasyonda bırakılmış dosttur. caminin avlusuna isimsiz konuşlanmış alkolizme endeksli bir bebektir. ıssız gecelerde şizofrenik bir iç monologdur. lambanın cızırtısını bile kaydedebilecek psikopat bir ses obezidir. uzak şehirlerdeki bir benzerine yollanmış sesli mektuptur. müziğin tanrısının kutsal sözünü saklayan bu delikli kitapların gözü, dişli bir petro-kimya aleminden bakar ve baktırır o iki yuvarlaktan.

    ses duyulur kulaklarca evet, kasetlerdeki vahiyler beyinde işitilen yanılsama gerçeklerdir.
  • (bkz: tayyip kaseti)
    (bkz: yaran yanlış okumalar)
    bi' an "aha şimdi sonu geldi" dediğim.
  • kurşun kalem yardımıyla ileri-geri sarabilirsiniz onları
  • arabayı sıcak yerlerde park ettiğinizde, kasedi teybin içinde uzun süre bıraktığınız takdirde erime ve yamulma riski olan şeylerdi.
    artık cımbız mımbız kargaburun kasardınız baban görmeden çıkarmak için.

    bu medya türü artık epey geçmişte kalmış olsa da bir süredir üretim ve satışları artmış durumda.
    sebebi de spotify gibi stream kanallarının sanatçılara ödediği paraların aşırı düşük olması. 1 milyon dinlenmeye verilen paralar asgari ücretlerin bile altında kaldığı için özellikle bagımsız sanatçılar "satış" yaratabilmek için patreon gibi bagış kanallarına ek olarak bu "koleksiyon" ürünlerine yönelmiş durumda. bandcamp üzerinden sınırlı sayıda plak ve-veya kaset satışı yapılıyor.

    hatta ve hatta, bu kaset "sound"unu taklit etmeye yarayan programlar çıktı. bunlar muzik produksiyonunda kullanılan "plugin" dediğimiz türde programlar. yani bunu muzik üretilen daw programında kullandığınız zaman, sanki yaptığınız tertemiz dijital ortamda kaydedilmiş yüksek çözünürlüklü muzik, sanki eski bir banttan geliyor gibi dip sesli ve motorun düzgün çalışmaması sebebiyle hızının yavaşlayıp düştüğü bir hale dönüşebiliyor.

    özellikle synthwave, vaporwave vs gibi uç türlerde veya lo-fi hiphop, bo bap tarzı muziklerde bol miktarda kullanılıyor bu etkiler.

    özetle nostalji yine satıyor gençler. bunun esasında "ıssız adam" filmiyle gazlanan ve türkiye piyasasında bir kaç "nostalji" albümü yayınlanmasını sağlayan eski şarkılar furyasından çok da farkı yok.

    benzeri muzikal olaylar mesela greta van fleet ya da the darkness gibi 70ler glam rock soundlarını tekrar hayata geçiren rock gruplarında veya ruen brothers gibi elvis tarzı folk-pop şarkıları yapan gruplarda da görülebiliyor. bizde de bu trene binen gaye su akyol ya da lin pesto gibi, darkwave vs yapan ismini hatırlayamadığım berbat besteli gruplar görülebilir.
  • ses açısından genel kullanıma sunulmuş en kötü formattır, açık ara ile.

    yüksek frekansları tamamen, orta tizleri zamanda, basları dinamik aralığında kayıptır. arkaplan hışırtısı işin fiziğinden kaynaklıdır, geçmez, ama kasedin yapısına göre spektrum değiştirir. o yüzden normali, ucuz, krom metali, nikel metali, küçük granüllüsü elli tane tipi vardır, hiçbirinin sesi diğerini tutmaz. hepsi aynı teyp çalarda dinlenmez.

    eğer herşey kusursuzsa sabit rotasyonel hız olduğundan, lineer hızı düzenli değişir. bunun sonucu olarak da 90lık kasedin başı ile sonu arasında kulakla rahatlıkla ayırd edilir bir ton farkı vardır. ama normalde herşey kusursuz değildir, gerek kaset çalardan gerek kasedin kendisinden kaynaklı olarak hız dalgalanır.

    stereo ayrımı her zaman çok net değildir, kayıt kalitesine bağlıdır. üst üste kayıt yapıldıysa, bir önceki kayı mutlaka şarkı aralarında falan duyulacak kadar kalır.

    dolby ıı+krom kombinasyonu ve üstü kombinasyonları sayesinde dinlenebilir hale gelir ama unkapanından çıkışlı bütün kasetler, en kalitesiz teype dolbysiz kayıt olduğundan, o tür kombinasyonlar fantazi aleminde kalır. ancak bilmemne pasajında cd'den çektirerek o seslere ulaşabilirsiniz (=bi dünya para.) ama unkapanından dünyanın en meşhur gruplarının en meşhur albümlerinin ticari olarak en başarılı olanları dışında hiçbirşey basılmadığı için benim neslimde bu çok çok nadir bir durum da değildir. (=bi sürü dünya para. sırf müzik dinlemeye.)

    dinlemek için satın alanın kulağına sıçayım afedersin. koleksiyon, destek için alınabilir tabi.
  • (bkz: twinkacetti)
hesabın var mı? giriş yap